Spor organizasyonları ve insan hakları ilişkisi üzerine

MENU

Spor organizasyonları ve insan hakları ilişkisi üzerine

Yazar: Halil İbrahim Yücelen

Spor, bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü olarak tanımlanmaktadır. (1) Spor insanları sağlıklı tutar, mental olarak dengede olmayı sağlar, beraberinde getirdiği düzen ile yapılırsa hayatı yaşanılır kılan bütün güzelliklerin kapısının aralanmasında yardımcı bir unsur haline gelir. Sporun insan hakları ile ilişkisi temelinde insan olmasından kaynaklanır. Hayatın her alanında olduğu gibi insan hakları göz ardı edilerek yapılması mümkün olamaz.

Spor ve insan hakları arasındaki ilişki, yalnızca sporun uygulanmasında değil, uygulanacağı organizasyonun gerçekleştirilmesinde de gerçekleşir. Sporun uygulayıcısı olan insanlar, sporun uygulanabileceği alanlara ve organizasyon yapısına ihtiyaç duyarlar. Ülkeler de dünya çapında tanınırlıklarını artırabilmek adına bu alanlara belirli sürelerle sahip olmaya talip olurlar ve seçilen ülkeler belirli spor organizasyonlarına belirli sürelerle ev sahipliği yaparlar. Bu ev sahipliğinin gerçekleşebilmesi için yoğun çalışmalar sürdürülür ve organizasyonun gerçekleşeceği alanlarda gerekli inşaatlar ve veya restorasyonlar gibi çalışmalar yapılır. Doğal olarak bu çalışmaların önceden tamamlanabilmesi için ev sahibi ülkeler, ev sahibi olmak istedikleri organizasyon için ortalama on yıllık toplam hazırlık süreci geçirerek söz konusu organizasyona ev sahipliği yaparlar.

Tarih içerisinde bu hazırlıklar spor altyapısı hazır pek çok ülke adına kolay ve hızlı süreçler olarak ilerlemiş ve insan hakları bakımından bir çatışma yaratacak herhangi bir durum yaşanmaksızın sonuçlanmıştır. (2) Ancak gelişen ve küçülen dünyanın sonucu olarak, sermaye sahibi haline gelmiş tanıtıma muhtaç ülkeler bakımından durumun her zaman böyle olmadığı da ortadadır. Dünyanın en önemli spor organizasyonu sayılan olimpiyat oyunları ve dünyanın en çok izleyiciye ve taraftara sahip sporu olan futbolun en önemli organizasyonu sayılan dünya kupası finalleri için yapılan adaylık başvuruları ve bu organizasyonların gerçekleştirilebilmesi adına yapılan harcamalar, özellikle son on, on beş yıldır ciddi tartışmalara yol açmaktadır. Örneğin 2022 Dünya Kupası finallerine ev sahipliği yapacak olan Katar’da yönetimin, organizasyonun bir kısmının gerçekleşeeceği şehirlerden biri olarak açıkladığı Lusail şehri ülkenin adaylığının açıklandığı dönemde var olmayan bir şehirdi. Lusail çeşitli eğlence, turizm ve spor faaliyetlerinin gerçekleştirileceği bir şehir olarak sıfırdan inşa edildi. (3) Hatta bazı kısımlarında (Dünya kupası maçlarının oynanacağı stadyum da dahil olmak üzere) inşaat halen devam ediyor. Özellikle bu inşaatta ve 2014 Dünya Kupası finalleri için Brezilya, 2018 Dünya kupası finalleri için Rusya’da yapılan inşaat ve restorasyonlarda insan hakları ihlali yapıldığına yönelik pek çok iddia mevcuttur. (4)

Böyle bir vaziyet mevcutken Covid-19 pandemisi ve Tokyo 2020 olimpiyat oyunlarının yapılış koşulları da insan hakları ihlali barındırma ihtimali bulunan pek çok olaya sahne olmuş durumdadır. Özellikle olimpiyat köylerinde yaşanan ihlaller ve organizasyon komitesinin etik dışı biçimde ne pahasına olursa olsun oyunları hayata geçirme konusundaki ısrarcı çabaları, insan hakları bakımından pek çok tartışmaya sebebiyet vermiştir. Yine bu oyunlarda spor ve insan hakları ilişkisini kurulamaması sonucu ne pahasına olursa olsun oyunları düzenleme ısrarının sebebiyet verdiği olaylardan biri de Amerika Birleşik Devletleri adına Tokyo 2020 olimpiyat oyunlarına katılan jimnastikçi Simone Biles’ın yaşadıkları olmuştur. Biles, yaşadığı mental sorunlar gerekçesiyle yarışmakta olduğu beş finalin dördünden çekilmek zorunda kalmıştır. Bunun sonucu olarak bazı kesimlerce sporcunun insan hakları yok sayılarak kendisine ağır eleştirilerde bulunulmuştur. (5) Esasen Simone Biles’ın durumu bütün sporcuların genel portresini çizmek adına bir emsal sunmaktadır. Gerek Covid-19 pandemisi gerekse pek çok sporun ve spor organizasyonunun aşırı hızlandırılmış süreçlerle endüstriyelleşmesi sporcuların hem fiziksel hem de mental sağlıklarına ciddi hasar vermektedir. Bu süreç hem sporcuların hem de spor organizasyonlardaki görevlilerin insan haklarını ihlal etmektedir. Örneğin, dünya çapında her yıl on yedi ila yirmi yarış gerçekleştiren Formula 1 organizasyonu 2021 yılı için yirmi iki, 2022 ve 2023 yılları için yirmi üç yarış olarak belirlenmiş ve organizasyon takvimini uzatarak sporcuların ve görevlilerin tatillerini kısaltma yoluna gitmiştir. (6) Aynı şekilde çeşitli futbol ve basketbol kulüpleri de Asya pazarında kulüp ürünleri satabilmek ve çeşitli reklam alanları oluşturabilmek adına Asya ülkelerinde hazırlık turnuvaları düzenleyerek sezon öncesi takvimlerini uzatmışlardır. Bu organizasyonlarda da sporcu ve görevlilerin insan hakları göz ardı edilmiştir. (7)

Spor organizasyonlarının bu denli önemli bir tanıtım aracı haline gelmesi ve sermaye sahibi ülkelerin yatırımlarını bu alana kaydırması çeşitli etik kaygılar oluşturduğu gibi sermaye sahiplerinin tanıtım bütçeleri de bu organizasyonlara ev sahipliği yapmaya hazır altyapısı olan ülkelerin ilgilerini gitgide azaltmaktadır. Ayrıca söz konusu sermayenin çekilmesi ile yaşanabilecek olaylar da başka bir sorundur. Örneğin Hindistan’da ülkenin tanıtımını ve motor sporlarına olan ilgiyi artırma amacıyla inşa edilen Delhi Buddh Uluslararası yarış pisti 2011-2012-2013 Hindistan Grand Prix’lerine ev sahipliği yaptıktan sonra Formula 1 yönetimi ile yaşanılan anlaşmazlıklar ve sponsorların çekilmesiyle terk edilmiş hale gelmiştir. Günümüzde geriye yönelik yapılan araştırmalara göre pist ciddi maddi hasara uğramış olup geri döndürülemez bir noktaya doğru ilerlemektedir. (8) Aynı şekilde 2010 Dünya Kupası finalleri için Güney Afrika’da ve 2014 Dünya Kupası finalleri için Brezilya’da inşa edilen stadyumların pek çoğu da günümüzde işlevsiz durumdadır. Bu gibi yapılara uluslararası kamuoyunda “Beyaz Fil” lakabı takılmış ve bu yapıların yalnızca gösteriş ve tanıtım için inşa edilen ülke ekonomilerini devasa zararlara uğratmış yapılar oldukları ortaya konulmuştur. (9)

Bu organizasyonların gerçekleştirilmesi adına yapılan inşaatlara bulunabilecek tek olumlu örnek ise Fransa örneğidir. 2016 Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Fransa, organizasyonu halihazırda sürdürdüğü altyapı yenileme projesinin bir parçası haline getirerek zaten yapılacak restorasyon ve inşaatlara sponsor desteği çekmek adına Avrupa Şampiyonasına aday olmuştur. Bu yolla ülke ekonomisine ve görevli insanlara ek bir külfet oluşturmadan organizasyonun düzenlenmesi sağlanmıştır. (10)

Fransa’da gerçekleştirilen EURO 2016 organizasyonu gibi örneklerin çoğaltılması gerekmektedir. Halihazırda spor altyapısını geliştirme çabasında olan ülkelere ev sahipliği verilerek bu ülkelerin kendilerine ve dünyaya herhangi bir ek külfet oluşturmadan organizasyonları gerçekleştirmeleriyle sürdürülebilir bir yapı oluşacağı ortadadır. Fransa’nın aday olduğu dönemde yine benzeri bir altyapı projesine hazırlanan Türkiye’nin de aday olması sürdülebilir spor altyapısı fikrine yol açmak adına önemli bir örnekti. EURO 2016 adaylık sürecinde bu iki ülkenin aday olması sürdürülebiliriğin spor organizasyonlarında ana gündem maddesi olacağı bir projeksiyon sunmuştur. Ancak sermaye sahibi olup insan hakları ve göçmen yasalarına aykırı davranmakta şüpheli görülen ülkelerin art arda gelen ev sahiplikleri sonrası bu projeksiyonun realiteye aktarılamadığı görülmektedir. (11)

İnsan haklarına duyulan saygının ve farkındalığın dünya çapında artış gösterdiği 21. yüzyıl içerisinde gelişen bu olaylar, kişi ve kurumlar nezdinde alınan önlemlerin ve yapılan regülasyonların yetersizliğini gözler önüne sermektedir. Gelişen dünya düzeni ile yükselişe geçmesi beklenen insan hakları anlayışına rağmen böylesi olaylara karşı karşıya kalmış olabiliyor olması, sorgulanması gereken bir husus olarak göze çarpmaktadır. İhlal barındırma ihtimaline haiz bunca olay mevcutken otoritelerin eylem planları ve bu sorunlara olan yaklaşımları esasen başka bir sorunun daha gün yüzüne çıkmasına sebebiyet vermektedir. Yetişmiş insan kaynağına ve dünyanın alanında uzman isimlerine sahip spor organizasyonları ve denetleme organları bu ihlallere gerekli tepkiyi göstermekte yetersiz kalmıştır.

Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) konu ile ilgili yapılan ve yapılması planlanan eylemleri ve düzenlemeleri bir durum değerlendirmesi yayınlayarak ortaya koymuştur. Söz konusu değerlendirme CAS yargıçları Estelle de la Rochefoucauld ve Matthieu Reeb tarafından hazırlanmış ve 31 Mart 2021 tarihinde yayınlanmıştır. Değerlendirmede insan hakları ile ilgili regülasyonlara ve gerek CAS gerekse İsviçre Federal Mahkemesi tarafından görülen ilgili davalara yer verilmiştir. Ayrıca CAS yargıçlarının insan hakları alanındaki yetkinlikleri de paylaşılmıştır. Esasen bu değerlendirme, CAS’ın insan haklarına aykırı olaylara olan yaklaşımına yönelik genel bir çerçeve belirlemiş olsa da halihazırda süregelen aykırılıklara ve olaylara yönelik yeterli bir çalışma değildir. (12)

İnsan hakları gerek spor gerekse hayatın bütününde öne çıkarılması gereken, üzerinde dikkate değer çalışmalar yürütülmesi artık zorunluluk haline gelen bir alandır. Ayrıca bu çalışmaların şeffaf biçimde ve bağımsız olarak yürütülmesi gerekmektedir. Kişi ve kurumların aldıkları ve alacakları kısmi önlemlerin böylesi önemli bir hususu açık, net ve etkili bir çözüme ulaştıramayacağı ortadadır.

Bu noktada ortaya konulan sorunun çözümü adına atılabilecek adımların basit ve anlaşılabilir tutulması gerekmektedir. Spor organizasyonlarında yaşanan insan hakları ihlallerinin ancak sürdürülebilir bir yapı oluşturulmasıyla çözülebileceği ortadadır. Spor organizasyonlarının gerçekleştirileceği alanların hazırlık süreçlerinin optimize edilmesi, sporcuların organizasyonlar esnasında konaklayacakları tesislerin kalite standartlarının yükseltilmesi, organizasyon takvimlerinin sporcu sağlığı gözetilerek kısaltılması, organizasyon alanlarının inşaatı ve işletilmesinde çalıştırılan göçmen işçilerin durumlarının düzenli denetimi gibi adımlar atılarak sürdürülebilir organizasyon ortamının oluşturulması sağlanabilir.

Türkiye’nin ve Dünya’nın her yerinden genç ve müstakbel hukukçular olarak biz Hukuk Fakültesi öğrencilerine de İnsan Haklarına aykırı hususlarda üzerimize düşen sorumluluğun farkındalığı ve bu sorumluluğu yerine getirecek eğitimin verilmesi gerekmektedir. Zira yaşanan ihlallerin çözümü için pratikte uygulanacak somut çözümlerin yanı sıra bu uygulamaları düzenleyecek geniş kapsamlı regülasyonlara ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Kaynakça ve dipnotlar

(1) Türk Dil Kurumu sözlükleri.

(2) UEFA Euro 2012, Euro 2008 ve Euro 2004 organizasyonları.

(3) 90min.com (https://www.90min.com/posts/world-cup-2022-host-cities-stadiums) (21.11.2021)

(4) BBC News (https://www.bbc.com/news/world-middle-east-32822016) (21.11.2021)

(5) Insider News (https://www.insider.com/simone-biles-fires-back-at-criticism-her-tokyo-olympics-performance-2021-9) (21.11.2021)

(6) Formula 1 2022 sezon takviminde de görülebileceği üzere.

(7) Bahsedilen organizasyonlara örnek olarak “International Champions Cup”: Her yıl yaz aylarında (genellikle temmuz ve ağustos) düzenlenen turnuvada davet usulüyle katılan kulüpler Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Singapur ve çeşitli Avrupa kentlerinde reklam ve tanıtım amacıyla bir araya gelip maçlar düzenlerler. Elde edilen maç günü hasılatları ve organizasyon gelirleri katılan kulüplerin yaptıkları anlaşmaya bağlı olarak ve turnuvada elde ettikleri başarı oranınca olmak üzere iki yoldan dağıtılır. Ayrıca katılan kulüplerin kendi lisanslı ürünlerini pazarlamalarına imkan sağlayan bu organizasyon kulüplerin sezon öncesi hazırlık takvimlerine uzun ve yorucu yolculuklar eklemelerine sebebiyet vermektedir.

(8) The Bridge (https://thebridge.in/motorsport/india-loses-world-motor-sport-seat-three-decades-27452?infinitescroll=1) (26.11.2021)

ED Times (https://edtimes.in/why-was-formula-1-racing-forced-out-of-india/) (26.11.2021)

(9) The Moscow Times https://www.themoscowtimes.com/2021/10/07/russian-...

Stringfixer.com https://stringfixer.com/tr/White_Elephant

futbolakademi.com https://www.futbolakademi.net/brezilya-gorunmeyen-... (24.11.2021)

Bu hususta Malmö Üniversitesi spor bilimleri ve Danish institute for sport studies’den Jens Alm, Trondheim İşletme Fakültesi ve Norwegian University of Science and Technology’den Harry Arne Solberg ve Tor Georg Jakobsen ile Danish institute for sport studies’den Rasmus K. Storm tarafından hazırlanan “Hosting major sport events: the challenge of taming White elephants” isimli makaleden yararlanılmıştır. Söz konusu makaleye “https://www.researchgate.net/publication/277689630 “ adresinden ulaşılabilir.

(10)) Bu husus UEFA tarafından “Ernst & Young France” serbest denetleme şirketine hazırlatılan “Social Responsibility & Sustainability” (Sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik) başlıklı denetleme raporunda da kamuoyuna sunulmuştur. Söz konusu denetleme raporuna “https://www.uefa.com/multimediafiles/download/uefaorg/general/02/42/47/58/2424758_download.pdf“ adresinden ulaşılabilir.
(11) Euronews (https://tr.euronews.com/2015/05/31/dunya-futbolunun-patronu-fifa-parayi-nereden-kazanip-nereye-harciyor) (15.11.2021) Bu hususta eski FIFA başkanı Sepp Blatter ve eski UEFA başkanı Michel Platini hakkındaki yolsuzluk ve dolandırıcılık iddialarıyla İsviçre mahkemeleri nezdinde başlatılan soruşturmalar ve dava süreçleri devam etmektedir.
(12) CAS tarafından konu ile ilgili yayınlanan değerlendirme: (https://www.tascas.org/fileadmin/user_upload/Human_Rights_in_sport__CAS_report_updated_16.04.2021_.pdf)
Uluslararası İlişkiler ve Mega Spor Organizasyonları: Koronavirüs Sonrası Güvenlik. Özgehan ŞENYUVA.
Major Sport Events and Long Term Tourism İmpacts. Harry Arne Solberg (Norwegian University of Science and Technology) ve Holger Preuss (Johannes Gutenburg University)