Haberler

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit: “Yasa dışı dinleme, toplumsal barışı ciddi risk altına soktu”

29 Mart 2016

Hukuk Fakültemiz tarafından düzenlenen “Yargıtay Kararları Işığında Arama, İletişimin Denetlenmesi ve Hukuka Aykırı Deliller” paneli öncesinde konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit “Sahte belge, dijital delil üretilmesi, gizli tanıklık, yasa dışı dinleme, yasa dışı teknik takip gibi koruma tedbirleri son yıllarda hukuki güvenlik ve toplumsal barışı ciddi bir şekilde risk altına sokmuştur. Bu şekilde çok sayıda iç hukukun en temel kuralları ihlal edilerek yapılan adli işlemlerin, başta ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı olmak üzere temel insan haklarını ihlal ettiği Türk mahkemelerinin yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de verdiği içtihatlarla belirlenmiştir” dedi.Bekir Okan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Yargıtay Kararları Işığında Arama, İletişimin Denetlenmesi ve Hukuka Aykırı Deliller” paneli öncesinde konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit Türkiye’deki hukuk sistemine dair önemli açıklamalar yaptı.

Cirit konuşmasında istatistiklere yer vererek hukuk sistemimizin iyi işlemediğini belirtti: “2014 yılı istatistiklerine göre ceza yargılaması alanında ülkemizde 6 milyon 800 bin ihtilaf olmuş. Bu rakamın yaklaşık yarıya yakını kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla sonuçlanmış. Geri kalan yüzde 50’sinde ise dava açılmış. 1 milyon 455 bin 983 açılan davanın yüzde 37’si mahkumiyetle sonuçlanmış. Davaların yüzde 17,3’ü ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sonuçlanmış. Bunları da ceza olarak aldığımızda açılmış olan davanın yaklaşık yüzde 55’i mahkumiyet ile sonuçlanmış diyebiliriz. Demek ki, geri kalan yüzde 45’i mahkumiyet almamış. Yüzde 20,5’i beraat almış. Buradan sistemin çok iyi işlemediği sonucunu çıkarabiliriz. Masumiyet karnesi ve lekelenmeme hakkı ile ilgili birçok ihlallere yol açtığımızı görmek mümkün.”

“İddianamenin iadesi müessesesini iyi işletemiyoruz”
Cirit konuşmasında iddianamenin iadesi kurumunu doğru işletemediğimizin de altını çizerek, “Ülkemizde hukuka aykırı delillerle Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırı iletişimin tespitine dayalı açılan davalar masumiyet karnesi ve lekelenmeme hakkını ciddi bir biçimde ihlal etmektedir. Soruşturmanın etkinliği sağlanmadığı sürece lekelenmeme hakkı ve masumiyet karnesi başta olmak üzere insan haklarına yönelik risklerin kontrol edilmesi mümkün değildir. Bu noktada soruşturmanın etkinliğinin sağlanmasının çok önemli bir aracı olan iddianamenin iadesi müessesesini iyi işletemediğimizi düşünüyorum. İddianamenin iadesi kurumunu doğru işletebilme becerisini gösterebilseydik mahkemelerdeki dava sayısını düşürebilir, lekelenmeme hakkı ve masumiyet karnesi ihlallerini azaltabilirdik” diye konuştu.“Türkiye’de tüm ithilaflar yargı içinde çözülmektedir. Halbuki Batı’daki demokratik ülkelerde uzlaştırma, arabuluculuk, dava açılmasının ertelenmesi, tahkim gibi müesseselerin bir çok davayı yargı dışında çözüyor” diyen Cirit daha kaliteli ve daha işlevsel bir adalet sistemi yolunda bu yıl içinde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin hukuk sistemine yerleşmesi için önemli adımlar atacaklarını söyledi. Cirit “Bu, yargının ağır yükünün azaltılması için bir zorunluluktur” dedi.

Cirit konuşmasını 2008-2012 yılında gündemi meşgul eden davalar hakkında konuşarak bitirdi: “2008-2012 yılları arasında gündemin ön sıralarında yer alan davalarda temel usul kurallarına aykırı şekilde yapılan işlemler Türk kamuoyunu ciddi şekilde meşgul etti. Ve uluslararası alanda bunun yansımaları oldu. Hukuka aykırı işlemlerin hedefi olan gazetecilerin, siyasetçilerin, yargıçların, bürokratların ve kritik noktalardaki silahlı kuvvetler mensupları ile emniyet görevlilerinin toplum ve devlet hayatı açısından taşıdıkları önem dikkate alındığında söz konusu ihlalleri adalet sisteminin rutin işleyişinden kaynaklanan münferit hatalardan ayrı bir şekilde değerlendirmemiz gerekir. Sahte belge, dijital delil üretilmesi, gizli tanıklık, yasa dışı dinleme, yasa dışı teknik takip gibi koruma tedbirleri son yıllarda Türk kamuoyunun ve hukukçuların neredeyse birinci gündem maddesi olmuş, hukuki güvenlik ve toplumsal barış ciddi bir şekilde risk altına girmiştir. Bu şekilde çok sayıda iç hukukun en temel kuralları ihlal edilerek yapılan adli işlemlerin, başta ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı olmak üzere temel insan haklarını ihlal ettiği Türk mahkemelerinin yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de verdiği içtihatlarla belirlenmiştir. Ülkemizde buna benzer olayların yaşanmaması için iletişimin denetlenmesi ve hukuka aykırı deliller konusunda çalışmalarımızı aralıksız sürdürmemiz gerekir. Bu tarz panellerin de Türk hukuk sitemine katkı sağlayacağı kesindir.”

Cirit’in konuşmasının ardından Rektörümüz Prof. Dr. Şule Kut ve Hukuk Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Mustafa Koçak, Cirit’e teşekkür plaketi takdim etti.Açılış konuşmalarının sonrasında başlayan “Yargıtay Kararları Işığında Arama, İletişimin Denetlenmesi ve Hukuka Aykırı Deliller” paneli Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Burhan Karaloğlu başkanlığında gerçekleşti. Panelde Hukuk Fakültemizden Prof. Dr. Serap Keskin Kiziroğlu, Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Bahri Öztürk, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Feridun Yenisey ve Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanı Vuslat Dirim konuşma yaptı.

Galeri